AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Suriye’nin kuzeyinde yapılmak istenen sözde seçime ilişkin, “Türkiye Cumhuriyeti’nin milli güvenliğini tehdit eden bir gelişme olarak değerlendirilecektir ve buna anında cevap verilecektir” dedi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken AK Parti Genel Merkezinde basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın toplantı başında MYK üyelerine hitap ettiğini ifade eden Çelik, “Bu konuşma çerçevesinde yaz döneminin teşkilatlarımız tarafından iyi değerlendirilmesi, Cumhur İttifakı’nın siyasetinin en iyi şekilde anlatılması ve Cumhur İttifakı siyasetlerinin vatandaşa ulaştırılması anlamında bir planlama yapılması gerektiğini ifade ettiler. Başta kendileri olmak üzere bütün teşkilatlarımız, genel başkan yardımcılarımız, bu yaz dönemini yoğun bir şekilde vatandaşımızla buluşarak geçireceğiz. Cumhur İttifakı’nın birliği, beraberliği konusundaki hassasiyetlerini tekrar vurguladılar. Bu çerçevede bütün genel başkan yardımcılıklarının kendi alanlarına düşen konularda Cumhur İttifakı’nın birliği, beraberliği temelinde siyasi çalışmalarını sürdürmeleri gerektiğini belirttiler” ifadelerini kullandı.
Çelik, iç politikada ve dış politikada bir sürü gündem maddesi var olduğunu ve hassasiyetle takip ettiklerini belirtti. Suriye’nin kuzeyindeki aktiviteleri, bir takım terörist faaliyetleri çok yakından takip ettiklerini ifade eden Çelik, “Burada Suriye PKK’sı olan PYD/YPG unsurlarının bir yerel seçim gerçekleştirme arayışı vardı. Buna biz şiddetle karşı çıkmıştık. Halen de ertelenen bu yerel seçimin tekrar gerçekleştirilmesi yönünde çeşitli arayışlar olduğunu görüyoruz. Bunlara karşı sert ve net tutumumuzu sürdüreceğimizi ifade etmek isterim. Burada DEAŞ’la mücadele bahanesi adı altında bir terör örgütünün orada yaptığı faaliyetleri dünyaya demokrasi diye pazarlaması hiçbir şekilde kabul edilemez. Burada da bir seçim faaliyeti PKK’nın güdümündeki, bir terör örgütünün güdümündeki bir seçim faaliyeti esasında teröristan kurulması anlamına gelir. Bu bir seçim de değildir zaten. Orada bir terör devletçiği kurmak için bir teröristan meydana getirmek için sadece bir yöntemin istismar edilmesidir. Buna hiçbir şekilde göz yumulmayacağını ifade etmek isterim. Bu bölgede daha büyük kaosa sebep olabilecek, daha büyük etnik çatışmalara, mezhep çatışmalarına yol açabilecek, aynı zamanda da Suriye’nin toprak bütünlüğüyle Türkiye Cumhuriyeti’nin milli güvenliğini tehdit eden bir gelişme olarak değerlendirilecektir ve buna anında cevap verilecektir” diye konuştu.
“Bölgede bir teröristtan kurulmasına hiçbir şekilde müsaade etmemiz söz konusu olmayacaktır”
Amerika Birleşik Devletleri ve bazı batılıların Suriye’deki sözde seçimleri doğru değerlendirmesinden de memnuniyet duyduklarını aktaran Çelik, “Özellikle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararına atıf yaparak ‘Burada herhangi bir şekilde doğru, adil, şeffaf seçim gerçekleşmesinin mümkün olmadığının’ ifade edilmesi bizce de doğrudur. Dolayısıyla bunun tamamen gündemden düşmesi gerektiğini ifade ediyoruz. Daha önce de çeşitli vesilelerle bunu ifade etmiştim. Bölgede hiçbir şekilde bir teröristan kurulmasına, burnumuzun dibinde geçmişteki acıları, Afganistan’da yaşanan acıları yaşatacak birtakım gelişmelere hiçbir şekilde müsaade etmemiz söz konusu olmayacaktır” ifadelerini kullandı.
“Çeşitli şekillerde sosyal medyaya ya da başka yerlere sızan işte şuraya da vergi gelecek, buraya da vergi gelecek gibisinden açıklamaların çoğu spekülatiftir”
Sosyal medyada vergilere ilişkin açıklamaların çoğunun spekülatif olduğunu bildiren Çelik, “Bunlar vatandaşımıza yük getirmek için değil herhangi bir vergi adaletsizliğinin söz konusu olduğu yerlerde, vergi adaletinin sağlanması için yapılan çalışmalardır. Tabii bir taslak söz konusu olduğunda, bir taslakta uygun görülen, uygun görülmeyen her şey o taslağa yazılır. Ama son kararı siyasi irade verir. Dolayısıyla herhangi bir şekilde resmi olarak açıklanmamış bu tip spekülasyonlara itibar edilmemesi gerektiğini belirtmek isterim. Tabii ki bunun etki değerlendirilmesi siyasi irade tarafından yapılacaktır. Uzmanların görüşlerine başvurularak vergide adalet hedefleri hedeflenirken, enflasyonist bir sonucun ortaya çıkmaması, üretim, istihdam, ihracat süreçlerinin olumsuz etkilenmemesi için büyük bir hassasiyetle hem uzman gözüyle hem teknik gözle hem siyasi gözle değerlendirilecektir. Bu konuda ekonomi yönetimimiz son derece net, şeffaf Türkiye’deki sıkıntıları giderecek ve dünya tarafından da kabul gören bir program uyguluyor. Bu programa da Cumhurbaşkanımızın siyasi desteği çok yüksek düzeydedir. Bu sebeple Hazine ve Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek Bey’in açıklamalarının takip edilmesi, onun dışında şöyle yapılacak, böyle yapılacak denilen spekülasyonlara herhangi bir şekilde yönelinmemesi önemli olacaktır” diye konuştu.
“Türk-Yunan iş birliği çerçevesinde bir ilke imza atıldı”
Ege’deki gelişmeler, Yunanistan’la ilişkilerin her zaman gündemlerinde olduğunu belirten Çelik, “Aradaki diyalog süreci burada devam ediyor. Bu noktada Türk-Yunan iş birliği çerçevesinde bir ilke imza atıldı ve AGİT’e ortak aday gösterilmesi söz konusu oldu. Bu ortak bir tutum olarak bildirildi. Bu da son zamanlarda gelişen diyaloğun bir neticesi olarak ortaya çıkmıştır” dedi.
“Netanyahu ve ekibi artık biraz da kendi kişisel ikballerini garantiye almak için bu soykırım siyasetini yürütmektedir”
Netanyahu hükümetinin son zamanlarda yaptığı saldırılarla soykırımda yeni bir aşamaya geçmiş bulunduğunu belirten Çelik, “Artık bütün dünyada ister çekimser cümleler kursunlar, ister daha pasifis davransınlar herkesin bildiği şey şu; bunlar Netanyahu ekibi insanlık suçu işleyen ve doğrudan soykırıma imza atan bir yapıdır. Bu çerçevede baktığımızda Uluslararası Adalet Divanı’nın, Birleşmiş Milletlerin, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin ortaya koyduğu tavrın etkisiz kalması sistem açısından büyük bir yırtılmaya, büyük bir çöküşe işarette etmektedir” açıklamalarında bulundu.
İsrail hapishanelerinde esirlerin yaşadığı felaketin çok vahim boyutlara ulaştığının görüldüğünü bildiren Çelik, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“İspanya, İrlanda, Norveç, Slovenya gibi Ermenistan da Filistin Devleti’ni tanıma kararı aldı. Bundan da memnuniyet duyduk. Ama şimdi çok daha büyük bir tehlikeyle karşı karşıyayız. Netanyahu ve ekibi artık biraz da kendi kişisel ikballerini garantiye almak için bu soykırım siyasetini yürütmektedir. Başlarına gelebilecek hukuki yollardan kurtulabilmek için bölge savaşı çıkarmaya çalışıyorlar. Bunun yeni bir aşaması olarak savaşın Lübnan’a sıçramaya çalışıldığını açık ve net bir şekilde görüyoruz. Baştan beri zaten bunu ifade ediyorduk. Savaşın bir bölge savaşına dönüştürülmesi ihtimalinin çok daha büyük acılara yol açacağını ifade ediyorduk. Aslında bütün bunlar savaşı bölgeye yayma konusunda, bir bölge savaşı, bir dünya savaşı çıkarma konusundaki niyetini açık ediyordu. Şimdi Lübnan civarındaki bu yoğunlaşma burada ateşin yükselmesi, maalesef bu noktada daha ciddi ve yakın bir tehditle karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir.”
Sunulan barış planlarına Hamas’ın olumlu yaklaştığını, Netanyahu tarafının ise olumlu yaklaşmadığını belirten Çelik, “Sonuna kadar burada Hamas’ı bitirinceye kadar biz bu soykırım siyasetine devam edeceğiz diyorlar. Netanyahu’ya söz geçiremeyenler, bu sefer dönüp Hamas üzerinde baskı kurmaya çalışıyorlar. Bu da tabii ki büyük bir çifte standardı ortaya getiriyor. Burada doğru olan şey Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere BM Güvenlik Konseyi üyeleri başta olmak üzere önemli devletlerin Netanyahu hükümeti üzerinde bu baskıyı kurmasıdır ve bu barışın sağlanmasıdır. Aksi halde yarın bir gün savaş ve çatışma Lübnan’a sırçramayla karşı karşıya kaldığında çokça can yakıcı sorunlarla karşı karşıya kalınacaktır. Cumhurbaşkanımızın izlediği barış siyaseti temelinde biz bu soykırım siyasetine karşı her alanda karşı durmaya, dünyanın bütün platformlarında bunu dile getirmeye ve önümüzdeki dönemde de bununla mücadele etmeye devam edeceğiz. Artık dünya sisteminin varlığı, uluslararası hukukun var olup olmadığı, dünya sisteminin bir geleceğinin olup olmadığı Gazze konusunda ne yapılacağına bağlıdır. Bundan sonrasında da bu süreç bu şekilde takip edilecektir” ifadelerini kullandı.
Çelik, 1-2 Temmuz’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla Kızılcahamam’da belediye başkanlarıyla toplantı gerçekleştireceklerini söyledi.
Bir gazetecinin ‘Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile CHP’li heyet ile bir araya geldi. Görüşmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?’ sorusuna Çelik, “Özgüvenli bir hükümete sahibiz. Burada gündeme getirilen konular, ben size açıkça söyleyeyim, bakanlığın üstünde çalıştığı konular. Bir şey gündeme getiriliyor muhalefet tarafından, zaten gündemde olup da yapılırsa ’Biz getirdik de yapıldı’ oluyor. Bugünkü görüşmede Mehmet Şimşek Bey basına verilen konularda hükümet olarak ne yaptığımızı dünya örnekleriyle paylaşmış oldu. Onlar ’Öneri getirdik, çok kabul görmedi’ diye açıklama yapmışlar. Herkes öneri getirebilir. Ekonomi yönetimimiz ne yaptığını biliyor, öngördükleri takvim kusursuz bir şekilde işliyor. Mehmet Bey talep üzerine ekonomi vizyonumuzu paylaşmış oldu” dedi.
“Netice açıklanana kadar bunların hepsinin spekülasyondan ibaret olduğunu ifade etmiş olayım”
Yurt dışı harç pullarına ilişkin soru üzerine Çelik, “Konuşulan her şey taslak düzeyinde yazılır. Ama son karar verilinceye kadar bunların hiçbiri geçerli değil. Bazen şöyle de oluyor; bir sunum yapılır, taslak vardır. 10 tane alternatif vardır. Onlardan bir tanesi sızar, spekülasyon konusu olur. Burada esas amaç gelir dağılımındaki adaletsizliği giderecek düzenlemeler ve vergi adaleti. O toplantılar yapılıp, netice açıklanana kadar bunların hepsinin spekülasyondan ibaret olduğunu ifade etmiş olayım” ifadelerini kullandı.
“AK Parti’de il başkanlarında değişimlerin yaşandığını görüyoruz. Hangi illerde değişim bekleniyor?” sorusu üzerine Çelik, “Teşkilat başkanlığımız çeşitli çalışmalar yapıyor. Bu sadece seçim sonuçları bağlamında değil. Bazen bir yerde başarılı olunsa bile değişim gerçekleşebilir. O ilin sosyolojisini daha çok kucaklamak bakımından. Teşkilat başkanlığımız çok tecrübeli. Öteden beri Cumhurbaşkanımız, AK Parti kurulmadan önceki siyasi deneyimden başlayarak teşkilatlarda hassasiyeti var. Bunları bayrak yarışı çerçevesinde değerlendirmek lazım. Vekâletle idare edilen illerimize asaleten atama söz konusu olacak. Atandığından itibaren sizlere açıklayacağız. Kendi ritmi içinde devam ediyor” dedi.
(Haber Ajansı)
İlk yorum yapan siz olun