AMASYA (AA) – Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Son 22 yılda ülke yönetimindeyiz. Ekonomiden dış politikaya, sosyal politikadan hukuka, eğitimden sağlığa, yollardan enerjiye, savunma sanayisinden başka alanlara varıncaya kadar, nereye bakarsanız bakın büyük bir değişim, büyük bir dönüşüm yaşandı.” dedi.
Yılmaz, Amasya'da Geleneksel Türk Sanatları Merkezi'ndeki eserleri inceleyerek, yetkililerden bilgi aldı.
Daha sonra aynı merkezde iş insanlarıyla bir araya gelen Yılmaz, ardından AK Parti İl Başkanlığını ziyaret ederek İl Başkanı Ekrem Toto ile görüştü.
Yılmaz, AK Parti İl Başkanlığında yaptığı konuşmada, Cumhuriyetin mayasında milli irade ve millet olduğunu söyledi.
Tarih boyunca milli iradeye karşı savaşanlar, mücadele edenler de çıktığını belirten Yılmaz, “En fazla da işte bu askeri darbeler, FETÖ meselesi, vesayetçi birtakım odaklar, bunlar sürekli bir şekilde milli iradeyle uğraşmışlar. İşin özü şu; milli iradeye değer veren, darbeci bir zihniyete, vesayetçi bir zihniyete sahip olamaz. Her kim ki darbe yapıyorsa bilin ki onlar gayrimillidirler.” diye konuştu.
AK Parti'nin 20 yılda en büyük başarılarından birinin vesayet odaklarını dağıtması, onları tasfiye etmesi, vesayetçi demokrasiden normal demokrasiye ülkeyi geçirmesi olduğuna işaret eden Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu büyük bir başarıdır gerçekten. Rahmetli Menderes ile başlayıp 15 Temmuzlara kadar varan bir süreçten bahsediyoruz. Çok şükür, artık o tarihin çöplüğüne terk edilmiş bir vesayetçi zihniyet olarak geride kalmış durumdadır. Bu, AK Parti'nin en büyük başarılarından biridir. Milli iradeyi güçlendirdi. Geçmişte sırtını vesayetçi yapılara dayayanlar bile bakıyoruz, son dönemde millete şirin görünmeye çalışıyorlar. Bunu başaran da AK Parti'dir. Bürokratik askeri veya başka kılıklarda vesayetçi yapılara dayanarak siyaset yapma dönemini bitiren AK Parti'nin reformlarıdır, demokrasiyi güçlendirmesidir, vesayeti tasfiye etmesidir. Şimdi artık herkes kendini millete beğendirmeye çalışıyor. Bu güzel bir şey ama bunun nasıl geliştiğini iyi bilmemiz lazım, iyi görmemiz lazım. Samimiyeti de iyi ölçmemiz lazım.”
AK Parti'nin ve Cumhurbaşkanı'nın ülkenin kaderine damga vurduğuna dikkati çeken Yılmaz, “Son 22 yılda ülke yönetimindeyiz. Ekonomiden dış politikaya, sosyal politikadan hukuka, eğitimden sağlığa, yollardan enerjiye, savunma sanayisinden başka alanlara varıncaya kadar, nereye bakarsanız bakın büyük bir değişim, büyük bir dönüşüm yaşandı. Yeni nesiller belki bunu tam ölçemiyorlar haklı olarak. Geçmişi bilmedikleri için mukayese edecekleri bir referans yok belki ama yaşı belli düzeyde olan herkes geçmiş Türkiye'yi de bugün gelinen noktayı da biliyor.” diye konuştu.
– “İyi ki AK Parti son 20 yıl bu memleketi yönetmiş”
Yılmaz, dünyada olduğu gibi Türkiye'de de sıkıntılar yaşandığını dile getirerek, şöyle devam etti:
“Son yıllarda bir taraftan pandemi ve bunun etkileri tüm dünyayı sarstı, bizi de sarstı. Hala dünya kendine gelebilmiş değil. Pandeminin etkileri dünyada hala devam ediyor belli oranda. Giderek azalıyor ama hala etkileri devam ediyor. Bunun üstüne bölgemizde çok ciddi jeopolitik gelişmeler oluyor. Güneye bakıyorsunuz çatışma, kuzeye bakıyorsunuz savaş. Etrafımızdaki hadiseleri hep birlikte görüyorsunuz. Gazze'de yaşananları görüyorsunuz. Ukrayna-Rusya çatışmasını, savaşını görüyorsunuz. Suriye zaten uzun zamandır perişan vaziyette. İran ambargolarla uzun yıllardır karşı karşıya bir ülke. Böyle bir coğrafyadayız. Bunun üstüne bir de tarihimizin en büyük afetini yaşadık. Sadece son iki yılda ve sadece merkezi yönetim bütçemizden deprem için yaptığımız, ayırdığımız ödenek 2 trilyon Türk lirası. Sadece deprem için ayırdığımız para. Kolay bir yük değil bu. İyi ki AK Parti son 20 yıl bu memleketi yönetmiş de bütçemizde bu güç var, yapıyoruz. İnanın AK Parti yönetmeseydi, bu 20 yıl bütçe eski Türkiye'deki bütçeler gibi olsaydı, bugün bu büyük afet karşısında ne yaşardık, takdirinize bırakıyoruz.”
Türkiye'nin bu büyük ve ağır yükün altından kalkmayı başardığını vurgulayan Yılmaz, şöyle konuştu:
“Bunu yaparken emeklilikte yaşa takılanlar denen EYT düzenlemesinden tutun, birçok başka adımı da eş zamanlı attığımız halde bunu başarıyoruz. Bu kolay bir iş değil. Muhalefet ne yapıyor? Açık konuşalım. 'Şunu verelim, bunu verelim' diyorlar değil mi sürekli. Politika dediğimiz şey en basitinden iki soruya cevap vermeyi gerektirir. Bir. Ne yapacaksınız? Ne yapacağınızı söylemelisiniz. İki. Bunu nasıl yapacaksınız? Sadece ne yapılacağını söyleyip nasıl yapılacağını ortaya koymayanlar, bunun altını doldurmayanlar aslında sağlıklı politika koymuyorlar ortaya. Sadece popülizm yapıyorlar. Halkın hoşuna gitsin diye kimin ne isteği varsa dile getiriyorlar. Peki nasıl yapacaksın bunu? Hangi kaynaklarla, hangi kurumsal yapılarla, hangi politikalarla bunu hayata geçireceksin? Duydunuz mu siz hiçbir muhalefet partisinden, 'Türkiye'yi 10 senede buradan şuraya götüreceğim, şu alanda bu reformu yapacağım, burada bu politikayı izleyeceğim, burada şu adımı atacağım' dediklerini. Maalesef. Keşke olsa. Bunu yine yapan AK Parti. Harıl harıl AK Parti olarak, hükümet olarak, Meclis grubu olarak gece gündüz bu sorunlarla ilgili yeni politikalar, yeni fikirler geliştiriyoruz. Planlar, programlar oluşturuyoruz.”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, geçen yıl orta vadeli programı toplumla paylaştıklarını belirterek, “Bütün toplum kesimleriyle danışarak, konuşarak, istişare ederek 3 yıllık program hazırladık. Yine 5 yıllık kalkınma planını Meclisimize sunduk. O da kabul edildi. Onun için de 2053 vizyonumuzu detaylandırdık. İlk defa detay birtakım hedefler koyduk ortaya.” ifadelerini kullandı.
Geçmişte bir sene sonrasına bile hedef konulmazken şimdi 2053'lerle ilgili hedef koyan bir hükümet olduklarının altını çizen Yılmaz, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Sıkıntılarımız elbette var, yok değil. Bunu da kabul ediyoruz. Vatandaşımızın sorunu, sıkıntısı neyse o da bizim sorunumuz, sıkıntımız. Dünyada küçülmeler yaşanırken, dünya büyümesi çok ciddi sıkıntı yaşarken Türkiye çok şükür iyi büyüdü. İstihdamı arttı. Bugün 32,6 milyona geldi istihdamımız. İşsizlik oranı yüzde 8,5'e kadar indi. 2005 yılında bugünkü istatistikleri tutmaya başlamışız istihdamdan. Son gelen rakam genç işsizliğinde en düşük rakam oldu. Oralarda gerçekten iyiyiz. İhracatımız geçen yıl 255,4 milyar dolar oldu. Son aylık bazda baktığınızda mayıs ihracatımız, yıllık geriye gittiğinizde 12 ay 260 milyar doları geçti. Turizm gelirlerimiz 54 milyar doları aştı. Gerçekten iyi bir yere geldi Türkiye reel ekonomide. Turizmde iyiyiz, ihracatta iyiyiz, istihdamda, büyümede, yatırımlarda Türkiye artık hakikaten üretim üssü haline geldi.”
Yaşanan sıkıntıları çözmek için çalıştıklarını anlatan Yılmaz, şunları kaydetti:
“Nerelerde sıkıntımız var? Enflasyon, fiyat istikrarı. Dolayısıyla geçen yıl hükümetimiz kurulur kurulmaz, 'Artık temel önceliğimiz fiyat istikrarı, enflasyonla mücadele' dedik. Bunun için 3 yıllık bir yol haritası hazırladık. 'Bir geçiş süreci olacak' dedik. Çünkü toparlamamız gereken işler vardı. Deprem etkisiyle bütçemizde ciddi açık oluştu. Cari açığımız yükselmişti. Birtakım rezervlerimizde istediğimiz yerde değildik, vesaire. Bu bir yılda zeminimizi güçlendirdik, bütçe açığımızı kontrol altına aldık. Cari açığımızı bugün geldiğimiz noktada yüzde 2,5'in bile altına düşürmekten bahsediyoruz. Milli gelire oranı olarak ciddi şekilde düşürdük. Merkez Bankamızın rezervleri 98,5 milyar dolardan yaklaşık 144 milyar dolarlara yaklaştı. Dolayısıyla orada bir ciddi artış var. CDS dediğimiz risk primlerimiz 700'lerden 260 küsurlara düştü. Ciddi anlamda riskleri düşürdük son bir yılda. Dolayısıyla şu anda sağlam bir zemin oluşturduk. Buna, 'geçiş süreci' demiştik. Bu geçiş sürecini mayıs itibarıyla tamamladık. Mayısta daha önce de söyledik, 'En yükseğe çıkacak' dedik enflasyon yıllık bazda. 'Sonra düşüş başlayacak' dedik yıllık oran itibarıyla. Nitekim mayıs ayında en yüksek rakamı gördük. Yalnız şunu unutmayın. Gördüğümüz rakam son 12 ayın rakamı. Yani son 12 ayda gerçekleşen enflasyon. Geleceğe dönük baktığımız zaman burada bir kırılmayı hep birlikte göreceksiniz. Yani giderek bu oranda düşüşler olacak. Yıl sonu Merkez Bankamız yüzde 38 diyor. Artı eksi bu yılı o civarda kapatacağız. Gelecek sene yüzde 20'nin altını hedefliyoruz. Bir sonraki yıl 2026 ise 'Tek haneye döneceğiz' diyoruz. Bütün planımızı, programımızı buna göre yapmış durumdayız.”
Güçlenen Türkiye'nin hem yakın çevresinde hem de küresel düzeyde adaletin savunucusu, mazlumların destekçisi olmaya devam edeceğini dile getiren Yılmaz, “Gazze başta olmak üzere yaşadığımız şeyleri görüyorsunuz. Maalesef adaletsiz bir dünyadayız. Ölçülerin olmadığı, ne ahlaki ölçünün ne hukuki ölçüsünün, kendilerini güçlü görenlerin, 'İstediğimi yaparım' zihniyetinde olduğu bir ortam görüyoruz. Bizim medeniyetimiz bu değil.” dedi.
Yılmaz, Merzifon 5. Ana Jet Üs Komutanlığını da ziyaret ederek yetkililerden bilgi aldı.
(Haber Ajansı)
İlk yorum yapan siz olun